Image Hosted by ImageShack.us

30 Aralık 2006 Cumartesi

Bayram-Yılbaşı Son Biletler...


Ayrım yapmak gıbı olmasın ama Ramazan Bayramı daha bir hoşuma gider...Ramazandan çıkmanın verdıgı huzur,oructan gelen alışkanlıkla şeker ıkramı karsısında yaşanan tedırgınlık,sonra "ulan bıttı ya ramazan" fıkrıyle seker yemek,bulusmalar,harçlıklar...Adı bıle guzel;Şeker Bayramı...Bir de şimdiki bayrama bakalım..Anlamından uzaklaştırılmış ya da daha dogru bır ıfadeyle sadece sonucuna yönelinmiş bir bayram..Evet bu bayramda kurban kesilir,etleri ihtiyaç sahiplerine,deriler "Türk Hava Kurumu'na" verilir..Beyin kapasıtesı düşük insanlar sanırım aklında sadece bu son kısmı tutabılıyor.."Kurban kes,eti dağıt"tan baska kısımları kalmıyor akıllarında...Çünkü onlar,bu dini görev içinde kullanacakları hayvanları kamyon kasasından sırtüstü düşürerek indiriyorlar,birinin gözü önünde diğerini kesiyorlar,kör bıçakla işe girişiyorlar,kendini kasap sanan,damar bulmaktan aciz bebe beliğe iş emanet ediyorlar...

Yine karşılaştırmak gıbı olmasın ama Ramazan bayramındaki akşam haberleri bile daha guzel..."Kafası kesik dana ortalıgı bırbırine kattı","Kaçan danaya 2 araç çarptı,ölmeyen danaya 2 el ateş edildi" gibi haber yazıları okuyoruz..Hayvanın alnına satırla vurulduğunu gördük bu haberlerde ya!Bir de Marmara'ya akan derelerin sonra da Marmaranın kızardıgı halıkopter goruntulerı var ki son nokta...Oysa Ramazan Bayramında en fazla yemek konusunu abartıp mide fesadı gecırenlerı goruyoruz haberlerde...

Yanlış anlaşılmasın mevzu bayramların degıl yaşayışların karşılaştırması...

Neyse..Bayramınız kutlu olsun sonuc olarak:)) Yıne aıle bulusmaları olacak..Hatta yılbaşı sebebıyle geceye sarkacak toplantılar olacak...Sahalarda gormek ıstedıgımız seyler...

Ve yılbaşı....Eglenceli birşey...İlk hediyem de geldi,huzura erdim:)

*bu kurban mevzusundan sebep,tıkandım...

27 Aralık 2006 Çarşamba

Ormanları Koruyun!...


Blogumuza konuk olan orman koruma görevlisi;ormanların korunması,çevreye ve doğaya karşı saygılı olunması gerektiğini belirtti...
Görev başındayken,bizi kırmayarak sorularımızı yanıtlayan görevli "Doğa,intikamını almaya başladı.Küresel ısınma ve kuraklığın önüne geçmemiz,Doga Ana'nın bizi affetmesini sağlamamız gerekir..Bunu başarmanın tek yolu,doğal dengenin korunması.Unutmayın ormanı bekçi değil sevgi korur" şeklinde konuştu...

24 Aralık 2006 Pazar

Pek Yorgunuz...

Yeni mezun olmus bır insanın yapması gerekenleri yapıyorum bu ara...Fellik fellik geziyorum yani...Son 4 güne sadece alışveriş merkezi bazında soyluyorum 2 Ankamall 3 de Armada sığdırdım..Bunun dışında genel mekanlar olarak 19Mayıs Stadyumu,Anıttepe,Beşevler gibi yerler de mevcut listemde..Sonuc olarak;Yorgunum...Karnımda ağrı,dudağımda uçuk,vücut ısımda fazlalık var..
*
Madem bu kadar zorlamısım kendımı,gezmişliğimin size de faydası olsun bari...İncelemelerimin sonucunda gordüm ki piyasada alınmaya değer pek birşey yok bu aralar...Tabii t-boxları bu degerlendırmenın dışında tutuyorum...

Bir T-box hastalığı aldı başını gidiyor bende..Her ürününe sulanıyorum...Standlarını gorur gormez kendimi kaybediyorum...Hatta mevzuya o kadar kendımı kaptırmıs,ürünler hakkında o kadar cok arastırma yapmıs durumdayım ki dün itibariyle Ankamall Boyner'deki T-box sorumlusunu dahi bilgilerimle alt etmiş bulunuyorum... Siz de deneyin...
Aslında bu post da sizlere bir hepsiburada klasiği olan "tedarık surecınde" ıbaresınden bahsedecek,son siparişimin başına gelenlerı fotografları ıle ortaya serecektım ama hiç halim yok foto cekmeye..Zaten siparişleri akvaryuma kurdum...Atman1500,küçük bir akvaryumda tsunami etkisi yaratsa da balıklar elbet buna da alışacak...


Ne dolu dolu,ögretici bir ileti oldu yaaa...

*resim 1:Ankamall

17 Aralık 2006 Pazar

Ankara vs. İstanbul

Geçen ay Ankara'da göz muayenesi olmuştum..Sık yaptırdıgım ve her seferınde farklı sonuclarla karsılastıgım bır ıslemdır bu göz muayeneleri..Ankara'da göründüğüm doktor,özel durumum sebebıyle benim için en iyi yolun lazer ameliyatı oldugunu soyledı.Ancak hastane korıdorlarında gecırdıgım bır kac dakıka,bu işlem ıcın daha dogrusu bu doktorun tavsıyesını uygulamak ıcın bıraz dusunmem gerektıgını gosterdı..Doktor Bey,kasap misalı,irili ufaklı sebeplerle herkesı amelıyathaneye alıyordu(annem de dahıl:)) ve bu durum burnuma hafıften "para afırma" kokusu getırıyordu...Bir uzman doktora daha gorunmek ıyı olur dedım ve İstanbul'un yolunu tuttum..14 ve 15 aralık günlerini İstanbul'da geçirdim...

İlk kez tren yolculugu yaptım...Ve yolculugun ilk 1-2 saatını vagonun planını çizen mühendise sövmekle geçirdim...Vagondaki koltukların yarısı dışarıyı goremıyordu..Sövmem geçince,bıraz hesap kıtap hangı koltuk numaralarının cam kenarı oldugunu hesapladım..Hoş dönüş yolunda gordum ki aynı tren olsa bıle vagonlar farklı farklı...

İstanbul günleri Maslak,Levent çavresınde geçti..2gun ıcınde Büyükdere caddesini kaç kez turladıgımı sayamıyorum bile...Ama seviyorum Maslak'ı...Bu ıkı yer dısında Leverkusen maçını izlemek bır de ortama bakmak ıcın Nişantaşı yaptık..Ama oyle pek olaganustu güzel bir yer bulmadım Nişantaşı denen mekanı..Hatta dusunuyorum ki sanırım "biz yanlış yere gittik":)...Son gun öğle yemeği olarak kumpiri seçtim,mekan Ortaköy...Orada da kumpiri begenmedim:)
Velhasıl;İstanbul'un en güzel yanı Ankara'ya dönüşü oldu benım için...Dönüşte de tren bozuldu ama gormezden gelıyorum o noktayı:)











İnsan başka şehre gidince ister istemez bir karşılastırmaya gıdıyor...Mesela bır Ankaralı olarak uzun zamandır otobüse "hurra" şeklinde binen bir insan kitlesi gormemıstım,İstanbul'da bu ozlemımı gıderdım:)Biz burda sıraya gırıyoruz genelde:))Sonra gordum kı;İstanbul'un kızları guzel degıl...Ankara bu konuda bır adım daha onde..Erkekler konusunda ise başabaş durum...2-3 sene oncekı gelıslerımde İstanbul'un araba mevzusundakı ezici ustunlugu dıkkatımı cekerdı ama acıklama geregı duyuyorum ki bu konuda da Ankara guzel bır ılerleme kaydetmıs...Sadece İstanbul'un bakılmaya deger arabalarda sayıca ustunlugu mevcut...


*amelıyat olmadım,lens takıyorum ve artık Lens'i tutuyorum...

*resim:Maslak Kasrı

11 Aralık 2006 Pazartesi

Sıfat Lazım...


Bu aralar unutkan insanların bu durumlarını one cıkarmak ıcın bir sıfat arıyorum..."Balık hafızalı"yı kullanacak oluyorum ama zamanında bu lafı kullanırken sonuna ekledıgım gerekçe cumlelerını dusunup vazgecıyorum..Geçmişte gerekçe olarak "Daha 5 yıl önce bunu bunu yapmıştınız,şimdi neden boylesınız" diye cümleler kurdum..Bugunku ıhtıyacım farklı...Daha once yaşanış ve unutuluş zamanları arasında "yıl"la ifade ettığım dilim bugun ıhtıyacını duydugum durumda "gün" ile ifade edılır hale geldi.."Ay" bıle degıl;"gün"...

Efendim,ellerimize Türk bayraklarımızı alıp havaalanına gıdecek,kendını aydın sanan,daha kotusu bırılerı tarafından aydın sanılan,aydınlıgının hangi fıkrınden dogdugunu henüz kestıremedıgımız ve sevenlerınden "ay kitapları binbeşyüz dile çevrilmiş" lafından öte aydınlık gerekcesı duyamadıgımız pek muhterem beyefendıyı karsılayacakmışız...
Bu adamı eleştirmeye,zaten yazılmışları burda yenilemeye gerek duymuyorum.Sadece belkı haddimi aşarak yol gosterıyorum sıze:lütfen bu adamın adını bır arama motoruna yazın,karşınıza çıkacak "tarafsız" sitelerde "şu sebeplerle eleştirilmişti" ifadesini içeren kısımları okuyun.Soykırım vızırtısından geri kalmayacak nitelikteki yazısına ve belkı yazılarına,üslubuna,hakkındakı "hırsız" iddialarına hazır olun...