Yalnız bu kez başrol bende...Hayatımın özelliklerinden biridir;tüm terslikler üstüste gelir.Ve bu durum,buna uygun davranma isteği,bu özelliğin bıraktıgı onemlı ızlerden olsa gerek beynimin en dikkat çekici renkli "post-it"inde yazılıdır...
***
Adliyeden çıkmak üzereydim...Az-biraz susamıştım.."Alsam mı almasam mı,eve gıdıyorum zaten" diye düşünürken "ulan yolda falan kalırım,en iyisi al" dedim ve telefonumu,çantamı arkadaşıma bırakıp çay ocagına yol aldım...Ocak kapalıydı..O an anladım aslında susuzlugumun azımsanamayacak derecede oldugunu..."iyi eyvallah" dedim yolda kalma kehanetımın boşa cıkması umuduyla çıkışa yoneldim...Çıkış kapısında aklıma telefon geldi.Arkadas o an elı dolu oldugundan telefon ıstegıme "hıı cebımde" gibi bir tepkı verdi...Otobus ıcın arkadastan ayrıldıgımın yaklasık 15.sanıyesınde telefonu almadıgımı hatırladım..."Yarın alırım nasılsa" desem mı dıye dusunurken "ulan Niyanno,hayatını bılıyorsun,yolda falan kalırsın,git al telefonunu" dedim,kızın duragına dogru koştum ama mesaı bıtımı Sıhhiye'sinde onu bulamadım haliyle...Kendi numaramı aramayı akıl ettıgımde telefonum artık çok uzaklardaydı....
Adlıyeden 5'te cıkmıstım...Trafık rahat anlarının sonlarındaydı...Tabi ben o durak-bu durak derken saat geçti...30dakıkaya yakın süre otobüs bekledıkten sonra,kendimi 10metrenın 10dakıkada alındıgı Kızılay-Bahçeli-Balgat güzergahında buldum...
Of çekmenin şeytanlara davetıye cıkardıgına ınananlar vardır ya..Doğru galiba...Oflaya oflaya eve geldim...Telefonsuz(ki kendisi oyun arkadasım,mp3çalarım,radyom,fotograf makınam,ajandam,alarmlı saatim,herşeyimdir),yorgun,sinirli sifatlarıma daha kotusu eklenebılır mıydı?Eklendi efendim;Kapıda kaldım...Bittiğim andı...Ne babamın bürosuna gidecek,ne komsulardan yardım ısteyecek gücüm vardı.Bedensel güç vardı da bile bile bu kötü serüvene yürüyen ruhumun hâli yoktu.Kapının önüne çöktüm,bir ceza hukuku kitabının üstünde kapanan otomatların altında uzun süre oturdum...
Allah hayırlı yarınlar nasip etsin...
*bu iletide resim yok,çünkü telefonum yok